Mahmut Tatar 

MAHMUT TATAR

Televizyon 20.yy’ın icatlarından ve kitle iletişim araçlarının en önemlilerinden biridir. Hayatı kolaylaştıran yönlerinden dolayı genel olarak yararlı bir araç olarak görülmüştür. Bir ihtiyaç olarak kullanıldığında, gündelik hayat için en önemli faydası haber alma konusunda önemli katkılarının olduğudur.

Ancak televizyonu artık sadece bir haber alma aracı olarak görmek mümkün değildir. Öncelikle tüketim/tüketim alışkınlıklarımızı sorgulamak ve bu davranışlarımızın televizyon ile birlikte düşünmek gerekir. Bu şartlar altında televizyonun zararlarını daha iyi bir şekilde görebiliriz. İnsanların eşya ile olan ilişkisi insanoğlunun var olma serüveni kadar eskidir. Bu ilişkinin temelinde ise ‘ ihtiyaç’ kavramı yatmaktadır. İnsan ihtiyacı olan şeye gereksinim duyar.

Fakat zaman ilerledikçe tüketilen şeylerin önemli bir kısmının ihtiyacın dışındaki metalar olduğu görülecektir. Bu konuda tüketim endüstrisinin ortaya koyduğu temel kural budur. ‘ Eğer ihtiyaçlar giderilmişse yeni ihtiyaçlar yaratmak gerekir.’ İşte bu durumda toplum olarak ihtiyacımız olmayan şeylere yöneliyoruz. Adeta tüketmediğimiz zaman kendimizi eksik görüyoruz. Peki bu tüketim endüstrisinin insanları bu kadar kolay etkilemesinin sırrı nedir? Bu surunun cevabı aslında çok basittir. İlk olarak insanların hırslarını harekete geçirmek, ikinci olarak da bu hırsları tatmin etmek için sunulan ürünü, ‘görünür ve cazip’ kılabilmektir.

İhtiyaç dışı ürünü görünür ve cazip kılmanın en iyi yolu televizyon ve reklamlardır. Reklamcılık, televizyondan daha ileri boyutlara taşınan bir sektör haline gelmiştir. Reklamlarda temel kural bir ürünü gerçek özelliklerin çok ötesinde göstererek satışını sağlamaktır. Doğal olarak ‘abartma’ doğallaşmaktadır. Reklamcılık sektörü, çocukları daha kolay ikna edebileceğini düşündüğünden temel olarak onlara yönelmektedir. Böylece firmalar televizyon reklamları vasıtasıyla kendilerine ömürlük müşteriler kazanmış oluyorlar.

Tüketim ilişkisinden sonra TV’nin diğer etkilerine bakmakta fayda var. İlk olarak şu tespiti yapmak gerekir ki, televizyon gerçeklik algısını alt üst eder. İzlenilmeye devam etmek için TV kanalları doğal olarak anormal olana yönelmektedirler. Yani insanların gündelik hayatlarında hiç karşılaşamayacakları konuları ‘normal’ bir üslupla işlemektedirler. Bu durumda insanlar, özellikle çocuklar televizyonda gördüklerini normal hayatta uygulamaya çalışmaktadırlar. Bununla ilgili yaşanan acı tecrübeler hala hafızalarımızdadır. Mafya dizilerindeki karakterlere özenip arkadaşını öldüren erkek çocuklar, pembe dizilerdeki ‘esas kız’a özenip, ahlaki dejenerasyon yaşayan kızlar,  bu konuya verilebilecek en iyi örneklerden olsa gerek…

Anne babaların unutmaması gereken en önemli husus şudur: Televizyon, bir hayal dünyasıdır. Bu hayal dünyasının çocuklara inandırıcı gelmesi için gerçeğe en uygun araçlar/enstrümanlar kullanılmaktadır. Özellikle çocuklarımıza televizyon izletirken bunun farkında olmak ve televizyonlarda sunulan düşsel dünyanın yaşatacağı tahribata karşı dikkatli davranmak gerekir.

Şiddet, çocuklarımıza TV’ler tarafından empoze edilen en önemli duygulardan biridir. Özellikle çocuklara yönelik hazırlanan çizgi filmlerde, güç gösterisi, üstünlük kurmak, aranılan kişi olmak gibi sakıncalı davranışlara karşı tedbirler almak gerekir. Eğer çocuklara televizyon izletilecekse, programların içeriklerine dikkat edilmelidir. Ve sakıncalı içeriklere sahip programlar asla izletilmemelidir.

Televizyon kanallarının izlenirliklerini yükseltmek için en fazla itibar ettiği program türlerinden biri de ‘magazin programlarıdır’. Başkalarının özel hayatı ve yaşam tercihleri insanlar için zaten bir merak konusudur. İletişim araçlarının çok yaygın olmadığı zamanlarda da insanlar başkalarının özel hayatları konusunda konuşurlardı. Bu davranış kötü karşılanan ‘çekiştirme’ veya dedikodu şeklinde dışa vurulurdu. İşte magazin programlarının yarattığı en önemli tahribat, merak duygusunu harekete geçirerek, bu kötü alışkanlıkları meşrulaştırmaktadır. Tanınmış kişilerin, siyasetçilerin, futbolcuların, mankenlerin, sanatçıların özel hayat tercihleri insanlara sunularak ulaşılamayacak olana ulaşma konusunda insanlar kışkırtılmaktadır. Magazin programlarının neden olduğu bir diğer durum da, kadın programları aracılığıyla toplumda konuşulmaması gerekenleri, mahremiyetleri sıradanlaştırmasıdır.

Ebeveynler TV İzlerken ve çocuklarına izletirken nelere dikkat etmelidirler?

  • Evde birden fazla televizyon bulunmamalıdır. Özellikle çocukların yatak odalarına televizyon konulmamalıdır. Televizyon, evin ortak kullanım alanında bulunmalıdır.  ( Evde bir tane televizyon olması, izlenecek programların herkese hitap etmesi anlamına gelir, bu da kontrolü kolaylaştırır.)
  • Ebeveynler, öncelikle kendileri bilinçli bir izleyici olmalıdır. Anne ve babalar, dizilere fazla takılmamalı, reklam arasında diğer diziyi de takip etmemeli, ya da gece saat 2-3’lere kadar maç yorumlarını dinlememelidir. ‘Babası maçkolik olan bir çocuğun kendisinin de öyle olması kaçınılmaz olabilir. Veya dizi manyağı olan bir annenin kızının da aynı olması doğal olarak değerlendirilebilir.
  • Anne babalar çocuklarla beraber bir program izlerken, programda varsa eğer yanlış davranışlar, bunları eleştirerek, çocuklarını doğal yollardan uyarması gerekir.
  • Televizyon, uzun süre izlenmemelidir. Ki televizyonun, ruhsal ve fiziksel sağlığımızı olumsuz etkilediğini unutmamalıyız. Ayrıca televizyon bağımlılığı, zaman ve enerji israfına da neden olmaktadır.
  • Televizyon, ailece izlenmeli, biri bir işle uğraşırken ( kitap okurken, ödev yaparken, plan hazırlarken vvs…) diğeri televizyonu açmamalı, ve evde televizyon izlemeyi belli bir disiplin altında tutmak gereklidir.
  • Çocuklarımızın ders çalışma programı TV’ye göre ayarlanmamalı, TV izleme saati çalışma programına göre ayarlanmalıdır. Çocuklar için önemli olanın, televizyondaki diziler değil, okuldaki dersleri olduğu unutulmamalıdır.
  • Çocukların gece geç saatlere kadar televizyon izlemesine müsaade etmemeliyiz ki, eğer aksi durum olursa sabah kalkılamayacak veya kalkılsa bile, uykuya okulda veya kursta/dershanede devam edecektir.

Yorum yap